Sen hastalanınca dünya ne kadar renksiz oluveriyor biliyor musun? Ateşin çıkınca, yanakların pembeleşiyor ya, ben cehennem ateşlerinde yanıyorum. Hani birde iştahın kesilir hiçbir şey yemezsin ya, benim tüm lokmalarım taş gibi acıtarak geçiyor boğazımdan.
Doktora telefon üstüne telefon, cevap aynı: endişelenmeyin, biraz daha bekleyin düşer ateşi. Ama her şeyi yaptım, soydum soğana çevirdim, ılık sulu duş, sirkeli su, bilumum bitki özleriyle yapılan bebek çayları C D E F hatta Ğ vitaminleri...Yine aynı cevap; biraz daha bekleyin düşer ateşi...
O "biraz daha beklemeler" kaç asır sürüyor biliyor musunuz?
Hiçbir ateş ölçere güvenmemek ne demek biliyor musunuz? Komşudan da ödünç alınan ateş ölçerle - 4 farkı şekilde ateşini her 20 dakikada bir ölçmek ve ortalamasını almak ne demek? Bu arada en güvenilir yöntem DUDAK ÖLÇÜMÜ haberiniz ola sevgili izleyicilerim... Dudaklarınızı bebeğinizin minicik alnına dokunduruyorsunuz, 2 saniye bekleyin ve kocamanda bir öpücük kondurarak ölçüme son veriyorsunuz, bu kadar kolay :)
Bu arada yapılan tıbbi araştırmalar da cabası tabii. Mesela kendi kendine konulan bir zatürre teşhisi. Bakalım sonsuz bilgi kaynağı internette bu konu hakkında neler yazıyor... Bebeklerde zatürre, kesin tanı için röntgen şart..Hım bu kötü, ve akla gelen yeni sorular. Röntgen ışınları ne kadar radyasyon içeriyor, bu radyasyon ne kadar zamanda vücuttan atılıyor ve en önemli soru bebeklerin gelişiminde nasıl bir etki yapiyor. Bütün bu soruların cevapları internette var. İnanmıyorsanız kontrol edin, kendiniz görün.
Bütün bu olasılıklar beynimin harddisk gibi çalışmasını sağlarken kendimi giderek ROBOMOM gibi hissetmeye başladım...Tıırrtt ttırrrtt harddsk sürekli bilgi tarıyor, tik tak tik tak ilaç saati için saniyeler geri sayılıyor.
Not: Bütün bunlar olup biterken zaten iştahı kaçık olan Muzduruk Farecik Atlas Bey için yeni yemek denemeleri, içirilecek değişik kombinasyonlu sıvılar icat ediliyor. Çoğu sonuçsuz tabii ki
Doktor hala ısrarlı; BEKLEYİNNN...
Ve sonundaaaa..Bu sabah gülerek uyandın, senin yüzünde gülücükler varken benim dünyama gökkuşakları doğdu biliyor musun?
Şimdi dışarıda gök gürültülü, fırtınalı ve sağanak yağışlı bir hava var. Ama benim dünyamda güneş pırıl pırıl parlıyor, kuşlar mutluluk şarkılarını söylüyor. Çünkü sen ateşler içinde yanmıyorsun minik bebeğim...
Bu sabah gülerek uyandın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.